Deniz suyu işkencesi deyince belki de aklınıza boğma, denize bırakma gibi işkenceler geliyor olabilir fakat bu, onlardan çok farklı ve akla zor gelecek türden.
Deniz suyu deneyinin detaylarını ise kamptan kurtulup sağ kalan bir adam sayesinde biliyoruz. Hazırsanız bu deneyin ne zaman, kim tarafından ve kimler üzerinde uygulandığına bakalım.
Nazi deneyleri o kadar korkunç ki savaş suçu olarak kabul ediliyor.
Nazilerin İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirdiği çeşitli insan deneyleri, savaş suçları olarak kabul edilen ciddi insan hakları ihlallerini içeriyor.
Bu deneyler arasında çeşitli tıbbi deneyler, savaş esirlerine ve toplama kamplarındaki mahkûmlara yönelik kötü muameleler, insan haklarına aykırı sterilizasyon uygulamaları ve benzeri etik dışı eylemler bulunuyor. Bunlardan biri de az sonra daha detaylı bir şekilde bahsedeceğimiz “deniz suyu deneyi”.
Hans Eppinger adlı doktor, Avustralyalı bir fizikçiydi ve toplama kamplarında korkunç görevleri vardı.
Eppinger, İkinci Dünya Savaşı sırasında kamplarda bulunan insanlar üzerinde dehşet verici deneyler yapıyordu. Avustralyalı doktor, genellikle göçebe olan Romanyalıları kullanıyordu. İçeriğimizin konusu olan “deniz suyu deneyleri” için kullanılan insanların %90’ı da zavallı Romanyalılardan oluşuyordu.
Deneyin amacı ise bir insanı içme suyundan ve yiyecekten mahrum bırakıp yalnızca deniz suyuyla hayatta kalmak zorunda bırakırlarsa neler olacağını, ne zaman ve nasıl öleceğini görmekti. Neden mi? Çünkü savaşlarda, pilotlarından biri belki de bunu yaşamak zorunda kalabilirdi.
Ayrıca deniz suyunu içilebilir hâle getirmenin yollarını da arıyorlardı.
Bunun için insanları gruplara ayrıldılar ve su, deniz suyu, işlenmiş deniz suyu ve tuzsuz deniz suyu verildi. Deniz suyu içenlerde kısa süre içinde şiddetli ishal, konvülsiyon, halüsinasyon, delirme ve ölüm gibi ciddi fiziksel ve ruhsal problemler ortaya çıkıyordu.
Bu acımasız deneyin ayrıntılarını, kamptan sağ kalan Joseph Tschofenig sayesinde biliyoruz. Adamcağız, deneylere kendi gözleriyle şahit olmuştu. Söylediğine göre kurbanlar, yeni silinen yerleri yalıyor ve nemli bezleri emiyorlardı. Elbette yaşamaları da çok uzun sürmüyordu.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından önde gelen Nazi doktorları, Nürnberg’deki Uluslararası Askeri Mahkeme’de adalet önüne çıkarıldı.
Yirmi doktor, “Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar” ile suçlandı. Doktorların Nürnberg duruşmasında Dachau, Auschwitz, Buchenwald ve Sachsenhausen toplama kamplarında yürütülen sadist insan deneylerinin kanıtları ortaya çıktı.
Nürnberg duruşmalarından bu yana dünya, Nazi doktorlarının araştırma kisvesi altında kasıtlı cinayet işlediği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Hans Eppinger, 25 Eylül 1946’daki duruşmasından tam bir ay önce, kendini zehirleyerek intihar etti. Böylece yıllarca insanlara acımasız deneyler üzerinden çektirdiği acılar cezasız kaldı.
Naziler hakkındaki diğer içeriklerimiz: